Aslanlar
Aslan, kısa, yuvarlak başlı, kısık boyunlu ve yuvarlak kulaklı, kaslı, derin göğüslü bir kedidir. Kürk rengi açık buffdan (devetüyü rengi) gümüş gri, sarımsı kırmızı ve koyu kahverengiye kadar değişmektedir. Alt kısımların renkleri genellikle daha açıktır. Yeni doğmuş bir aslan, yetişkinliğe ulaştığında solmaya başlayan koyu lekelere sahiptir, ancak soluk noktalar genellikle bacaklarda ve alt kısımlarda görülebilir. Aslan, kedi ailesinin bariz cinsel dimorfizm gösteren tek üyesidir. Erkek bireyler daha geniş kafaya sahiptir ve baş, boyun, omuz ve göğsün çoğunu kaplayan aşağı ve geriye doğru büyüyen belirgin bir yele vardır. Yele tipik olarak kahverengimsidir ve sarı, pas ve siyah tüylere sahiptir.[54][55]
Tüm aslanların kuyruğu, yaklaşık 5 mm (0,20 in) uzunluğunda tüylü bir tutam ile biter. Fonksiyonları bilinmemektedir. Tutam doğumda yoktur ve yaklaşık 5-1 aylıkken gelişir. Yedi aylıkken kolayca belirlenebilir.[56]
Aslan, yaşayan canlı türlerden, omuz uzunluğu, ağırlık ve boy bakımından yalnızca kaplan ile rakip olur.[57] Kafatası, kaplanınkine çok benzer, ancak frontal bölge genellikle daha depresif ve düzdür ve postorbital bölgeden biraz daha kısadır ve kaplandan daha geniş burun açıklıkları vardır. İki türdeki kafatası varyasyon miktarı nedeniyle, genellikle sadece alt çenenin yapısı, türlerin güvenilir bir göstergesi olarak kullanılabilir.[58][59]
Yetişkin aslanların büyüklüğü ve ağırlığı, küresel alana ve habitatlara göre değişmektedir.[60][61][62][63] Ortalamanın üzerinde birkaç bireyden oluşan hesaplar, Afrika ve Hindistan'dan gelmektedir.[54][64][65][66]
Aslan (Panthera leo), Panthera cinsindeki büyük kedilerden biridir ve kedigiller (Felidae) ailesinin bir üyesidir. 184-208 cm (72-82 in) kafa-gövde uzunluğuna sahip yetişkin erkek bireyler, 160-184 cm (63-72 in) uzunluğundaki dişilerden daha büyüktür. Pride adı verilen gruplar oluşturan sosyal bir türdür. Bir aslan grubu, birkaç yetişkin erkekten, ilgili dişilerden ve yavrulardan oluşur. Dişi aslan grupları genellikle birlikte avlanır ve çoğunlukla büyük toynaklıları hedef alır. Aslan bir süper ve kilittaşı avcısıdır. Her ne kadar bazı aslanların fırsatlar ortaya çıktığında insanları avladıkları bilinse de, tipik olarak bunu yapmazlar.
Rakip erkeklerle sürekli olarak savaşmaktan kaynaklanan yaralanmalar ömürlerini büyük ölçüde azalttığından, vahşi ortamda nadiren 10 ila 16 yıl arasında yaşamaktadırlar.[4] Esaret altında 25 yıldan fazla yaşayabilirler. Aslanlar diğer kedilere kıyasla alışılmadık biçimde sosyaldirler. Gün boyunca ağırlıklı olarak uyumayı tercih eden aslanlar, nadiren alacakaranlıkta sıklıkla gece (Gececil hayvanlar) aktiftir.[5][6]
Tipik olarak aslanlar otlaklarda ve savanlarda yaşar, ancak yoğun ormanlarda bulunmazlar. Antik tarihi zamanlarda, Kuzey Afrika dahil olmak üzere Afrika'nın büyük bölümünde, Yunanistan ve Balkanlar'dan Hindistan'a kadar Avrasya'da etkin olarak yaşamaktaydılar. Yaklaşık 10.000 yıl önceki geç dönem Buzul Çağı'nda (Pleistosende), aslan insanlardan sonra en yaygın kara memelisiydi: Mağara aslanı (Panthera leo spelaea) Kuzey ve Batı Avrupa'da, Amerika aslanı (Panthera leo atrox) ise Amerika'da Yukon ile Peru civarında yaşıyordu.[7] Ancak günümüzde Sahra Altı Afrika'da parçalanmış popülasyonlara ve Batı Hindistan'da kritik olarak tehlike altındaki bir nüfusa indirgenmiştir. Aslan, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından savunmasız bir tür olarak sınıflandırılmıştır ve yirminci yüzyılın ikinci yarısında 20 yılda Afrika'daki aslan nüfusunda % 30-50 aralığında önemli bir nüfus azalması görülmüştür.[8] Nüfuslarının azalmasının nedeni tam olarak anlaşılmasa da, yaşam alanlarının işgal edilmesi ve insanlar tarafından zarar görmeleri en başlıca sebepler olarak ön görülmektedir. Afrika'da, özellikle Batı Afrika aslanı nüfusu tehlike altındadır.
Erkek aslan, oldukça ayırt edici olan yelesinden kolayca tanınır ve yüzü insan kültürünün en çok bilinen hayvan simgelerinden biridir. Heykellerde, resimlerde, ulusal bayraklarda ve çağdaş sinema ve edebiyatta geniş bir biçimde tasvir edilmiştir. Aslanlar Roma İmparatorluğu zamanından beri insanlar tarafından tutulmuş ve on sekizinci yüzyılın sonlarından bu yana hayvanat bahçelerinde sergilenmek üzere aranan önemli hayvan türünden biri olmuştur. Hayvanat bahçeleri, nesli tükenmekte olan Asya kökenli alt türleri için hazırlanan ıslah programlarında dünya çapında işbirliği yapmaktadır.
Etimoloji
Modern Türkçede kullanılan aslan, Osmanlı Türkçesinde ارسلان (arslan) olarak kaydedilmiştir ve kökeni Eski Türkçeye dayanmaktadır. Bir Türkî dilde tespit edilmiş olduğu ilk kaynak 900 yılından önce yazıldığı düşünülen, Alman arkeolog Albert von Le Coq tarafından derlenmiş ve "Huastuanift: Manihaist Tövbe Duası" (özgün Almanca adıyla Chuastuanift, ein Sündenbekenntnis des manichäischen Auditores: gefunden in Turfan (Chinesisch-Turkistan)) adı altında bilinen Eski Uygurca metinlerdir. John Krueger sözcüğün Türkî dillere Moğolcadan alıntı olduğunu savunur. Moğolca "diş göstermek" manasındaki arzai- kelimesinden türetilmiş olabileceği de öne sürülmüştür; ancak bu kesin değildir. Hayvan adlarında görülen +lan ekinin yapısı belirsizdir.[9]
Türün bağlı olduğu cins olan Panthera ismi Latinceye dayanmakta olup, bu dile Grekçede benekli kedigilleri tanımlamak için kullanılmış πάνθηρ kelimesinden girmiştir.[10] Bilimsel isminin ikinci kısmı olan leo, Latince ve Grekçede yer alan aslan manasındaki leo ve λέων (leon) kelimelerine dayanmaktadır.[11][12] Leo kelimesi ve türevleri, pek çok Avrupa dili ile muhtemelen İbranicede (לָבִיא; lavi) aslanları tanımlamak için kullanılan bir isimdir.[13]
Sınıflandırma
Carl Linnaeus 1758'de, aslanı Systema Naturae adlı eserinde tanımladı ve ona bilimsel olarak Felis leo adını verdi.[1] Cins adı Panthera, 1816'da Alman doğa bilimci Lorenz Oken tarafından türetildi.[18] 18. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın ortaları arasında, 26 aslan örneği, alt tür olarak tanımlanmış ve önerilmiştir; bunların 11'i 2005 yılında geçerli kabul edilmiştir.[2] Onlar yele rengi ve boyutuna göre ayırt edildi. Bu özellikler bireyler arasında çok fazla çeşitlilik gösterdiğinden, bu formların çoğu muhtemelen gerçek alt tür değildi, özellikle de çoğunlukla "çarpıcı, ama anormal" morfolojik özelliklere sahip müze materyallerine dayandıkları için.[19]
Alt türleri
19. ve 20. yüzyıllarda, birkaç aslan tipi örnek ve alt tür olarak tanımlandı ve bir düzine, 2017 yılına kadar geçerli takson olarak kabul edildi.[2] 2008 ve 2016 arasında, IUCN Kırmızı Listesi değerlendiricileri, yalnızca iki alt-özel isim kullandı: Afrika aslan popülasyonları için P. l. leo ve Asya aslan popülasyonu için P. l. persica.[8][20][21] 2017'de, Kedi Uzman Grubu'nun Kedi Sınıflandırma Görev Gücü, aslan taksonomisini gözden geçirdi ve aslan evrimi üzerine yapılan filocoğrafik çalışmaların sonuçlarına dayanarak iki alt türü tanıdı:[22]
- P. l. leo (Linnaeus, 1758) - aday aslan alttür, Asya aslanı, bölgesel olarak nesli tükenmiş Nübye aslanı ve Orta Afrika'nın batı ve kuzey kesimlerindeki aslan topluluklarını içerir.[22] Sinonim arasında, P. l. persica (Meyer, 1826), P. l. senegalensis (Meyer, 1826), P. l. kamptzi (Matschie, 1900), and P. l. azandica (Allen, 1924) yer alır.[2] Bazı yazarlar 'Kuzey aslanı' ve 'kuzey alt türü' olarak adlandırdı.[23][24]
- P. l. melanochaita (Smith, 1842) - Doğu ve Güney Afrika bölgelerinde, soyu tükenmiş Kap aslanı ve aslan topluluklarını içerir.[22] Sinonim arasında, P. l. somaliensis (Noack 1891), P. l. massaica (Neumann, 1900), P. l. sabakiensis (Lönnberg, 1910), P. l. bleyenberghi (Lönnberg, 1914), P. l. roosevelti (Heller, 1914), P. l. nyanzae (Heller, 1914), P. l. hollisteri (Allen, 1924), P. l. krugeri (Roberts, 1929), P. l. vernayi (Roberts, 1948) ve P. l. webbiensis (Zukowsky, 1964) yer alır.[2][25] 'Güney alt türü' olarak adlandırılmıştır.[24]
Etiyopya Yükseltileri'nin bazı bölgelerinden gelen aslan örnekleri, genetik olarak Kamerun ve Çad'dakilerle birlikte kümelenirken, Etiyopya’nın diğer bölgelerinden gelen aslanlar Doğu Afrika'dan örneklerle birleşmektedir. Bu nedenle araştırmacılar, Etiyopya'nın iki alt tür arasında bir temas bölgesi olduğunu varsaymaktadır.[26]
Fosil kayıtları
- P. l. sinhaleyus, Sri Lanka'da kazılan ve bir aslana atfedilen fosil karnasyalıydı. Yaklaşık 39.000 yıl önce soyu tükenmiş olduğu düşünülmektedir.[29]
- P. leo fossilis, P. fossilis ya da P. spelaea fossilis, Orta Pleistosen Avrupa mağara aslanı olarak da bilinen bu alt tür, yaklaşık 500.000 yıl önce yaşamıştır. İngiltere, Almanya, İtalya ve Çek Cumhuriyeti'nde bu türe ait fosiller bulunmuştur.[30][31] Günümüz Afrika aslanlarından daha büyük olan bu alt tür, Amerikan mağarası aslanıyla neredeyse aynı boylarda ve Üst Pleistosen Avrupa mağarası aslanından biraz daha büyüktü.[32][33]
- P. l. spelaea, Avrupa mağara aslanı, Avrasya mağarası aslanı veya Üst Pleistosen Avrupa mağarası aslanı olarak da bilinen bu alt tür, Geç Pleistosen döneminde Avrasya ve Beringia'da yaşadı. Küresel ısınma nedeniyle en son 11.900 yıl önce soyu tükenmiştir.[34] Avrupa, Kuzey Asya, Kanada ve Alaska mağaralarında yapılan kazılarda bulunan kemik parçaları, Avrupa'dan Sibirya genelinde batı Alaska'ya kadar bulunduğunu göstermektedir.[35] Muhtemelen P. fossilis'ten,[36] türetilmiştir ve genetik olarak izole edilmiştir. Afrika ve Asya'daki aslanlardan oldukça farklıdır.[32][36] Paleolitik mağara resimlerinde, fildişi oymalarda ve kil büstlerinde tasvir edilmiştir.[37]
- P. l. atrox ya da P. atrox, Amerika aslanı veya Amerika mağara aslanı olarak bilinen bu alt tür, Amerika kıtasında Kanada'dan muhtemelen Patagonya'ya kadar uzanıyordu.[38][38] Var olan en büyük aslan alt türlerinden biridir. Vücut uzunluklarının 1.6-2.5 m (5.2-8.2 ft) arasında olduğu tahmin edilmektedir.[39] Edmonton'dan gelen bir fosil 11.355 ± 55 yıl öncesine aittir.[40]
Gelişimi
Aslanın en yakın akrabası Panthera cinsinin diğer türleri, kaplan, kar leoparı, jaguar ve leopardır. 2006 ve 2009'da yayınlanan filogenetik çalışmaların sonuçları, jaguar ve aslanın yaklaşık 2.06 milyon yıl önce ayrılan bir kardeş gruba ait olduğunu göstermektedir.[14][15] Daha sonra yapılan çalışmaların sonuçları, leoparın ve aslanın, 3.1-1.95 milyon yıl önce ayrılan kardeş gruba ait olduğunu göstermektedir.[16][17] Panthera'nın coğrafi kökeni büyük olasılıkla Orta Asya'nın kuzeyidir. Leopar-aslan soyu, en azından Erken Pliyosen'den bu yana Asya ve Afrika Palearctic'inde dağıtıldı. Aslan ve Avrasya mağara aslanından oluşan soyun Holarktik Asya'da,[41] 2,93-1,23 milyon yıl önce ayrıldığı düşünülmektedir.[36] Bununla birlikte, aslan ve kar leoparı ataları arasındaki melezleşme, yaklaşık 2.1 milyon yıl öncesine kadar devam etmiş olabilir.[42] Avrasya ve Amerikan mağara aslanlarının, diğer kıtalardaki mitokondri soyları olmadan, son buzul döneminin sonunda soyları tükendi.[32][43][44]
Modern aslan muhtemelen Orta Pleistosen döneminde Afrika'da yaygın olarak dağılmış ve Geç Pleistosen döneminde Sahra altı Afrika'da ayrılmaya başlamıştır. Doğu ve Güney Afrika'daki aslan popülasyonları, 183.500-81.800 yıl önce ekvator yağmur ormanları genişlediğinde, Batı ve Kuzey Afrika'daki popülasyonlardan ayrıldı. Sahara'nın 83.100-26.600 yıl önceki genişlemesi, Batı ve Kuzey Afrika'daki nüfusun ayrılmasına neden oldu. Yağmur ormanları azaldıkça, daha açık habitatlara yol açan aslanlar Batı'dan Orta Afrika'ya taşındı. Kuzey Afrika'dan aslanlar 38.800-8.300 önce güney Avrupa ve Asya'ya dağıldılar.[45] Güney Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki aslanların yok olması, Asya ve Afrika'daki aslan popülasyonları arasındaki gen akışını kesintiye uğrattı. Genetik kanıtlar, Doğu ve Güney Afrika'daki aslan örneklerinde çok sayıda mutasyon olduğunu ortaya koydu; bu, bu grubun, Asya ve Batı ve Orta Afrika'dan genetik olarak daha az farklı aslan örneklerinden daha uzun bir evrimsel geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.[46] Filocoğrafik araştırmaların sonuçları, yaşayan iki aslan alt türünün yaklaşık 245.000 yıl önce ayrıldığını göstermektedir.[26]